10 Ocak Çalışan Gazeteciler Gününden Geriye Kalanlar

Dün, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü. Sağ olsunlar telefonla arayanlar, mesaj atanlar, yemeğe davet edenler oldu. Buradan hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum ancak bazı şeyleri de söylemek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dün mesaj yayınlayan birçok kodaman oldu. Bu kodamanlar mesajlarında “onurlu, dürüstlük, tarafsız, ilkeli” gibi cümleler kullandılar. Hatta bazıları hızını alamayıp namuslu, dürüst gazetecilikten dem vurdu. Sanırsın tüm namussuzluğu gazeteciler yapıyor da kendileri de kalkıp bu namussuzluk ortamında namus savunuculuğunu kendilerine görev bellemişler.

2001 yılından bu yana medya sektöründe çeşitli kademelerde görev aldım. Bunca yıllık bu sektörde görev alan biri olarak zannedersem bir şeyler söyleme hakkım doğuyor. Ülkemizde Gazeteciliğin istismar edildiği kadar istismar edilen başka bir mesleğin olduğunu düşünmüyorum. Bu kadar istismar edilen bir meslekte birileri “namuslu” mesajı yayınlar oluyor! Peki bu istismar ile nasıl baş etmemiz gerekiyor onun üzerine ne kadar yazı yazarsak yazalım sonuç çıkmıyor. Eskiden Şanlıurfa’da bakkal gibi gazeteler türemeye başladı. Resmi ilan çılgınlığı ile gazetecilikten çok tüccar zihniyeti ile kurulan bu gazeteler hali ile Basın İlan kurumunun yaptığı düzenlemelerle sayı gün geçtikçe düşmeye başladı. Basın İlan Kurumu iletişim fakülteleri mezunlarının istihdam edilmesi için ne kadar düzenleme yapmak iste bizim Gazete patronları tüccar zihniyeti ile hareket etmeye devam ettiler. Çalıştırmaları gereken asgari sigortalı işçileri eş dostlarını yaparak sigorta ücretlerini onların karşılamalarını istediler. Hatta kimileri sarı basın kartını pazarladılar sırf sigorta primlerinden kurtulmak için. Bugün bir gazetenin künyesine baktığınızda yazı işleri müdürü, muhabir, imtiyaz sahibi, temsilciler hepsinin görürsünüz. Ama gazeteye gidin tüm işi bir kişi yapıyordur.  Bunu gazete sahiplerine söylediğiniz zaman ise kendini kurtarmıyor cevabı ile karşı karşıya kalırsınız. Çünkü zihniyet tüccar zihniyeti olunca, aldığınız cevapta tüccar cevabı oluyor.

Tabi işin birde örgütlenme boyutu var. Bunlar Gazeteciler cemiyeti adı altında faaliyet gösteren yapılar oluyor. Şanlıurfa’da bulunan Gazeteciler cemiyetleri de çoğu gazete patronlarından oluştuğundan dolayı Gazetesi olmayanları meslekten bile saymıyorlar. Bugüne kadar Siverek’e gelip kendini tanıtmayan veya haber için polisinden, vatandaşından dayak yediğimizde bile bir tepki veremeyen bu örgütlenmeler Gazetecilerin çalışma koşullarını güya iyileştirmek adına kurulmuş! Yaptıkları en iyi şey çalgılı çengili programlar ve bir birlerine plaket verme çabası.

Bu söylediklerim genel anlamı ile yaşanan sorunlar. Gel gelelim işin Siverek boyutuna. Siverek’te medya sürekli birilerinin tekelinde veya kendi tekelinde olduğunu sananlar var. Hala orta çağ teknikleri ile çıkan gazeteleri görmek mümkün. Bildiğiniz kamu bülteni zihniyeti ile hareket eden gazetelerimiz var. Kaymakam yataktan uyandı, Belediye Başkanı su içti, Milli Eğitim Müdürü 23 Nisan kostümü giydi, Emniyet Müdürü şirinlik yaptı… Bunların dışına çıkan haberleri göremezsiniz. Çünkü Gazeteciliği gelecek olan resmi ilanlara bağladıkları için bu çerçevenin dışına çıkamıyorlar. Tabi cevapta hazır “kendini kurtarmıyor”. O zaman yapmayın kardeşim! Ya da yapıyorsanız tüccarız diye devam edin. Sadece bu tüccarlar değil, ulusal haber ajanslarının temsilcileri yıllardır çalıştıkları kurumlarda hem ajans muhabirliği hem de çalıştıkları kurumun basın bürosunda görev yapıyorlar. Bunu elde tutmalarının en büyük nedeni ise ellerinde bulundurdukları ulusal basın kimliği. Hali ile bu kamu kurumlarının işine de geliyor. Kendi kurumlarının haberi kendi tekelinde çalışan “elemanlar” olması daha mantıklı geliyor. Kusura bakmayın sevgili dostlar yıllarca pazarlamacılık yaptığınız mesleği “gazetecilik” sandınız.

Uyanın artık!

Sizler uyanın ki en “namussuzu” bize günümüzde “namuslu” dersi vermesin.

Kendi yarattığınız sahte insanların arkasında durmaktansa, onların sizin arkanızdan gelmesini sağlayın.

10 Ocak Çalışan Gazeteciler günümüz kutlu olsun. Daha sosyal, adaletli ve istismar edilmeyen bir meslek hayatı sürdürmenizi diliyorum.  

YORUM EKLE