Gezi parkı olayından önce; barış süreci sağlıklı bir şekilde devam ediyordu. Bunun yanında her tarafta barışın havası esiyordu. Gerçi Türk halkıyla Kürt halkları arasında bir şey yoktu. Ancak zoraki dayatmalarla 30 yıllık kavgalı bir ortam oluşturdular. Kavganın kesilmesi kin ve öfke yerine diyalog ve hoşgörünün ülkeye hakim olması, bunun yansıması; siyasette ve ekonomide, sanayide kendisini göstermesi, Ülkenin düşmanlarını ve yerli destekçilerini telaşa düşürdü. Karanlık odalarda düzenlenen senaryoların birincisi 34 kişinin ulu derede ölümü, bununla da istediklerini, kavuşamayınca, Suriye bataklığına çekme çabaları, uçağın düşürülmesi bundan da istenilen başarıyı elde edemeyince; bu sefer artarda uygulama konulan senaryolardan en büyüğü de Reyhanlı'da uyguladılar. Buradaki amaç, sürecin kesilmesi ve iktidarı düşürülerek, Türkiye'deki meydana gelen gelişmelerin kesilmesidir. Ancak faillerin yakalanması, yaraların sarması ve ülkenin kaosa gitmesi ünlendi. Reyhanlıda istediklerini alamayınca karanlık odalardaki karanlık adamlar boş durmadılar, dışarıdaki güç, içteki iktidardan ümidi kesilmiş olanlarla, işbirliği yaparak Gezi parkı olayını çıkardılar. Gezi parkı olayı, demokrasiyle yönetilen bir ülkede yapılacak normal bir protesto ve bununla iktidara mesaj verilir.

    Ancak Türkiye'de bu üç haftadır. Meydana gelen olaylar çok düşündürücüdür. Milletin canına, malına ve işyerine zarar veren ve bazı siyasilerimizin ?bu gençler demokratik haklarını kullanıyorlar. Bu söylem aslında sorgulanması gerekli bir söylemdir. O zaman bende demokratik haklarımı kullanıyorum diye, başkasının canına, malına zarar mı vereyim? O zarar verirken onun hakkıysa benimde hakkımdır. Bu asırda böyle siyasi söylem olabilir mi? Bu olsa olsa iktidarı hazmedemeyen iktidar düşmanlığını Ülke düşmanlarıyla kol kola vererek Ülkeyi tahrip etmesidir..

    Türkiye'de gerçekten bir muhalefet boşluğu vardır. 10 yıldır, İktidarda olan bir parti yıpranması gerekirken, Muhalefet yıpranıyor. Çünkü Muhalefetteki parti bu güne kadar gerçek demokratik hukuk sistemin tarafı olmamıştır. Bu olaylar ülkenin gerilemesine sebebiyet vermesine rağmen sürekli demokratik ve hukuk dışı bu oluşumlardan medet beklemiştir.

    Bu gün gezi olayları, amacının dışına çıktığından dolayı, halk yapılan bu protestoların dış mihraklı ve demokratik olmayan bu hareketten nefret etmeye başladı. Bu sırada başka bir söylem çıkartmaya başladılar. Barış süreci durdu mu? Bu defa bunu yaymaya çalışmaktadırlar. Zaten gayeleri bu sürecin sekteye uğramasıdır. Çünkü bu süreç Türkiye'de başarılı bir şekilde sonuçlanırsa, artık Türkiye'nin gelişmesini kimse tutamaz, bunu bildiklerinden dolayı, dış odaklı bu olaylar uygulamaya geçiyor. Tabii ki yerli işbirlikçilerinin katkılarıyla bu olayların patenti içtenmiş gibi gösterilmektedir. Aslında Türkiye üzerinde 200 yıldan beri oynanan oyunlar, dış patenlidir. Ama çoğu insanlarımız bunu bilmiyor. Bilmediklerinden dolayı bazen de eğilim gösteriyorlar. Allah hepimize şuur versin, bu memleketin birliği ve dirliği bozulmasın.