REİS'E MEKTUP

Seni tanımak güzeldi Reis...

Şu kısacık ömürde neler öğretmişsin bana neler... Eğme boynununu fitneye, fesada. Kırma, incitme; bağırana sesini yükseltme, önce dinle, söylenecek sözü anlayana konuş, sesin ona çıksın. Yobazlarla, işbirlikçilerle bir olma, uzak dur. Her zaman iyimser ol, iyi ol derdin . Sen iyi olursan herkes iyi olur. O zaman gözüm açık kalmaz, bu fani dünyada birlikte uzun yıllar yaşamak nasip olmaz dedin belki; ama ebediyette birlikte olmak için bunları yapman gerek diyordun. Son sözün aklımdan çıkmıyor. Ölüm döşeğinde bir bardak su istedin. Suyu sana verirken "Su verenlerin çok olsun" dedin ve kapattın gözlerini.


Bir başına bıraktın beni, annemi, abimi kardeşlerimi, öylece gittin uzaklara; belki de çok yakına ama benim gözlerimin nurunun göremeyeceği kadar uzağa?



Şimdi senin hatıralarında kendime bir yaşam seçtim sana layık olmak için. Sen sabahın köründe buz gibi havada abdest alır,namaz kılardın.Oruç tutardın. Hadi siz de benim yaptıklarımı yapın der, bana da sen yarım gün tut sana o kadar düşüyor, öğleden sonra orucunu boz çünkü yaşın küçük büyüyünce tutarsın tam gün derdin, biz muhtaçken bir ayakkabıya, gömleğe, sen yetimleri giydirir, beslerdin. Akşam eve gelmeden illa birini yemeğe getirirdin. Misafir olmadan sofrada yemek yemezdin.



Sen büyüktün Reis?

 

Ben sen olamadım?

 

Ne sabah namaza kalktım, ne de oruç tuttum tam gün. Çocuklarım muhtaçken ayakkabıya başkasına veremedim. Yetimin elinden tutamadım. Kimseyi evimde misafir etmedim. Yapamadım?Yapamadım be Reis?

 

Dur! Hemen kızma bana, biricik Beran'ına (koç) sebepleri var.

 

Anlatayım...

 

Sen bizi bıraktığında ben 10 yaşındaydım, kardeşlerim 7 ile 3 yaşları arasında değişiyordu yaşları ve sevgiye muhtaçtık. Hem de öyle bir sevgiye bunu anlatmak güç. Ancak yaşayan bilir derler ya işte öyle. Senin sevindirdiğin yetimler bizi oyunlarına dahil etmedi, misafir ettiklerin yüzümüze bakmadı, hep ezildik hep aç kaldık. Tandır ekmeği (Siverek ev ekmeği)yedik salçaya süre süre, o salça ki istediğin kadar süremediğin bir salça unutur muyum o günleri? kahvaltıda annemin fırından aldığı bir ekmeği kendisi bir parça koparmadan bizlere eşit dağıttığını sıcak ekmek kokusunu ki, hala burnumda tütüyor mahalledeki ciğer kokusu. Hiç burnumdan gitmedi be Reis o koku!

 

11 yaşında sana hayatımızda sen yokken bir günüm nasıl geçti anlatayım.

 

Sabah 05:30 komşunun kapısını çalıp:" Buzunuz var mı ?" derdim. Buz buluncaya kadar tüm mahalleyi gezerdim. Bir bidona koyar mazata (hayvan pazarına) giderdim. Oradan çeşmeden bidona su koyar elimde bardak ile geze geze satardım. 5 litrelik bidon bitince eve gelip o kadar çok sevinirdim ki cebimde beş -on kuruş, anneme vereceğim belki sıcak ekmek alır diye ama çoğu zaman alamazdı garibim ne yapsın.

 

Okula giderdim hep, ilk derse geç kala kala, öğretmenden fırçayı yiye yiye, kulaklarım çekile çekile, tek ayak üstünde dura dura büyüdük okulda; öğleden sonra okuldan gelince zeytin kutusundan çevirme bir boya sandığımı alır kardeşimle beraber boyalayalım mı abi derdim, amca derdim ,dayı derdim. Benden küçüklere bile abi derdim. Akşam olduğundan annem merak etmesin diye zamanında eve gelirdim. Annem sıcak bir ekmek alır diye ama garibim yine alamazdı. Bir saat ders çalışır. Sonra dinlenmeden akşam mesaisine giderdim kıraathaneye çalışmaya , boş bardakları toplardım. Alışverişe gönderirlerdi gider fındık, fıstık alırdım. Ama Reis öyle bir yetiştirdin ki beni canım o kadar istemesine rağmen bir tane fındık boğazımdan geçmedi yiyemedim. Üstüne ne dediler biliyor musun? " Hişt? baksana bunlar neden az, cebine mi koydun dediler. Kimse güvenmedi oysaki bana bir sen güvendin. Çünkü senin Beran'ındım. Başkasının da olamayacağımı çok geç anladım.

 

Reis be!

 

Seni çok özledim! İlk nerde fark ettim biliyor musun? Mahallede top oynardık arkadaşlarla boş zamanlarda. Babasını gören kaçardı eve ben ortada kalırdım; çünkü kaçacak kimsem yoktu. İlkin sevinsem de çok geç anladım korkunun iyi olduğunu?

 

Baba özledim seni, iri ,yeşil gözlerini, tatlı dilli sözlerini , dokunuşunu ?kokunu?

 

Diyorum ki; keşke bunları yazmak zorunda kalmasaydım. Bu kadar özletmeseydin kendini bu kadar sevdirmeseydin.

 

Sana olan özlemimden kimseyi özlemez oldum. Sen benim örnek alacağım bu evrendeki tek kişiydin. Şimdi yoksun.

 

Dünya senin bıraktığın kadar temiz değil, fakiri ezer olduk, namazı kılmaz olduk.

 

Seni çok özlüyorum ama iyi ki insanların bu iki yüzlüğünü görmez oldun. Görseydin kahrından perişan olurdun. Ki zaten seni bizden alanda insanların ikiyüzlülüğü oldu ya?

 

Baba; biliyor musun biz çok mutluyuz. Çünkü bize mutlu olmayı, insanları sevmeyi sen öğrettin. Rabbim mekanını cennet etsin. Mahşerde aynı saflarda yer almak dileğiyle?



SEVGİLİ ABDULLAH LALE KARDEŞİME BU KÖŞESİNDE BANA YER VERDİĞİ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Selahattin
Selahattin - 5 yıl Önce

Allah babanı rahmet etsin.Mekanı cennet olsun.Çok insalcıl ve yardım severdi.Çok iyi tanırdım.Nur içinde yatsın.