Sen Neymişsin Be Kadın!

Bu ülkede hatta Dünya'da yıllarca kadının nasıl yaşaması gerektiği konusunda, kadının toplumdaki yeri konusunda herkes kendi ideolojisine göre bir şeyler ya dayattı ya da alıştırmaya çalıştı. Bir dönemin siyasi atmosferinde örtünen kadının örtünmemesi gerektiği söylenirken AKP ile birlikte bu yavaş yavaş tam tersi bir hal almaya başladı. 
       Geçtiğimiz gün Metin Gençdal Ortaokulu Türkçe öğretmeni aynı zamanda çıkarılan derginin Editörü olan Ramazan Kutlu'nun ''Kadın Hakkı'' diye yazdığı şiir sonrası gelen tepkiler arasında beni düşündüren yanı, şiirin veya şiirde sözde hakarete uğrayan çalışan kadının düştüğü durumdan ziyade, kendini toplum üzerinde veya kişiler üzerinde söz söyleme hakkı bulanlar, giyinmesi ve dış görünümleri hakkında insanları aşağılama ve dışlamaları derin derin düşündürdü. 



 

        Yıllarca bu ülkede sırf türbanlı olduğu için okula gidemeyen, devlet dairesinden çalışamayan kadın profili vardı. Tam türban meselesini aştık hayat normalde döndü diyemeden bu sefer çalışan kadın toplumun kanayan bir yarasıymış gibi konuşulmaya başlandı. Bu söylemleri yapanların bir kısmı hatta kadının çalışmaması gerektiğini bile savunuyor. Kadının çalışıp çalışmaması ile ilgili bir sorunum yok aslında isteyen çalışır isteyen çalışmaz benim dünya görüşümde ama Kadının toplumda ki yeri üzerine konuşmak bence kimsenin haddine düşmüyor hele ki bu bir okul dergisi ise. Ramazan Hoca'nın şiirinde haklı bulduğum yanlar olduğu gibi haksız bulduğum yanları da var ama en başından yapılmaması gereken o şiirin öyle bir dergide yayınlanmaması olacaktır. 

 

Neden mi ? 

 

      Okul dergisi Ortaokulda yayınlanan bir dergi, o şiiri okuyan çocukların herhangi bir hayat tecrübesi olmadığı için ''çalışan kadın'' profiline yönelik bakış açısının ne olacağını düşünmeden yayınlanan bir şiir olduğunu düşünüyorum. Yoksa tabi ki kendi düşüncesidir dile getirir ama bu ortaokul da yayınlanan bir dergi olmamalıdır. Açıkçasını söylemek gerekirse bana göre çıkan okul dergileri ve gazetelerinde öğretmenler hiç yazı bile yazmamalıdır. Sadece öğrencilerin içeriklerini hazırladığı bir dergi veya gazete olmalıdır. Çıkan dergi ve gazetelerde öğrencilerin içeriklerinden çok öğretmenlerin yayınladığı içerik daha fazla göze çarpıyor bundan da vazgeçin. Öğrencilerin yaratıcılık güçlerini bu şekilde öldürmekten başka bir şey yapmıyorsunuz bence. 


        Kadın'a yönelik yapılan toplumsal baskıyı konuşuyorken tabi laik ve ulusalcı zihniyete laf söz söylemeden geçemeyeceğim. Bu tür haberlerde her şeyi fırsat bilip din düşmanlığı yapan kondom kafalı zihniyet her fırsatta dine saldırayım da nasıl olursa olsun derken aslında ortada olan bir gerçekliği gizlemeye çalışıyor. Bu gerçeklik televizyon dünyasında, güzellik yarışmalarında, reklam ve filmlerde her gün her gün yaşanmakta ve kadın adeta cinsel bir figür haline getiriliyor. Kadını cinsel bir obje olarak her defasında kullananlar neden söz konusu din olduğu zaman başlıyorlar; bunlar gerici, bunlar kadını eziyor demeye. Sizler daha fazla reyting ve daha fazla dikkat çekmek için kadınların kostümlerinden, dekoltelerine, hangi rujun sürülmesi gerektiğine kadar daha fazla çaba sarf edenler ve bunlara karşı kadın haklarını savunanlar acaba neden buna karşı sus pus oluyorlar? 


       Geçtiğimiz yıllarda Rize Üniversitesi Rektörü bir açıklama yapmıştı. ''Kadın Mini etekle gezerse tabi ki bakanlar olacaktır. O zaman giymesin onu''diye bir açıklaması olmuştu. Malum çevreler yine başladılar kadın hakkı da kadın hakkı diye yaygara koparmaya. Yahu arkadaş kadının kadınlığını unutturup, daha fazla reyting alabilmek uğruna maymuna çevirtilen kadınların hakkı ya ne olacak? Çalışan kadın pazarlamacılar ve sekreterler sürekli patronlarının bu tip müdahalelerine maruz kalıyorken sadece muhafazakâr birileri böyle söylemde bulunuyor diye yaygarayı koparmanın bence anlamı yok. Geçtiğimiz gün Hürriyette bir haber de aynen şunlar yazılıydı. ''Gösteri dünyasının ünlü kadınları geçen yıldan bu yana bir moda akımının peşine takılıp gidiyor. Fiziğine güvenen hemen herkes neredeyse göbeğe kadar açık derin göğüs dekolteli elbiselerle boy gösteriyor. Özellikle de kırmızı halıda. Peki ya Hollywood'u kasıp kavuran bu "salgına" sıradan bir kadın da kapılsa üstelik dondurucu soğukta bu şekilde sokağa çıksa... İngiliz Daily Mail gazetesi bu soruya cevap aradı. 24 yaşındaki Deni Kirkova, Londra'da göğüslerinin yarısını açıkta bırakan bir kıyafetle sokaklara çıktı. Ve bakın nasıl tepkiler aldı'' diye yapılan haberin ardından görenlerin yaptığı yorumlara yer vererek bunun sosyal bir deney olduğu söylenmekte.

        Şimdi sorarım size. Rize Üniversitesi Rektörünün yaptığı açıklama ile İngiliz Daily Mail gazetesinin yaptığı deney arasında ne fark var ? Biri sadece söylüyor diğeri ise bir kadına mini etek ve dekolteli elbise giydirip canlı canlı uyguluyor. Buna neden kimse tepki göstermiyor ona şaşıyorum ? Kadın ise bence buda kadının bir hakkıdır ve gasp edildiğini düşünüyorum. 


          İslâm Dîni, kadın hakları üzerinde titizlikle durmuş ve kadını, hiçbir nizâm ve sistemin veremediği müstesnâ bir makâma sâhip kılmıştır. Bu konuda birçok ayet ve hadis bulunmakta ama her defasında çıkıp kadın erkek ilişkilerini savunanlar acaba bu eşitlikten bahsederken, bu eşitlikten kaynaklanan adaletsizlikleri görmemezlik üç maymunu oynamaktan başka bir şey yapmıyorlar. Artık insanların yaşam tarzlarına müdahale etmek hele ki bu müdahaleler esnasında sarf edilen cümlelerin özellikle iyi düşünülmesi gerektiği kanısındayım.

YORUM EKLE