Siverek Kültür Eğitim ve Dayanışma Derneği (Siverek-Der) Başkanı Celal Koç açılış konuşmasında Derneğin kuruluş amacını ve faaliyetlerine değindi.''Siverek dışından Konferans için bugün aramızda bulunan Adem Özköse ve Osman Atalay?a teşekkür ederim''dedi.
Konferansa özellikle son zamanlarda Suriye'de artan şiddet ve Arap baharına dikkat çekildi. Türkiye?de bulunan Müslümanların Arap baharını samimi bulmadıklarından kaynaklanan kopukluktan kaynaklandığı belirtildi. Arap baharının çıkış noktası Batı ülkeleri olabilir ama Müslümanlar Batı ülkelerinin kurmak istediği yeni rejimlere izin vermediği ve bundan dolayı şuana kadar 50.bin insanın hayatını kaybettiğine dikkat çekildi.
Köşe yazarı Osman Atalay yaptığı konuşmada. ''Bu ayaklanmaların arkasında batı ülkeleri vardı ama biz belli bir müddet sonra baktık ki İsrail ve ABD büyük elçilikleri basıldı. Bölgede Babadan oğla geçen bir diktatör sistemi ile mücadele etmeye başlayan Müslümanlar gördük. Özellikle Mısırda yapılması tüm dünya kamuoyunun da dikkatini çekti. Çünkü Mısır Arapların başkenti özelliğini taşıyor. Mısır halkı oturursa Arap halkıda oturur, Mısır halkı ayaklanırsa Arap halkıda ayaklanır. Arapların tarihi Mısır ile eşdeğerdir.
Her ülkede olduğu gibi bu ülkelerde de seçimlere gidildi. Bir çok parti ortaya çıktı farklı görüş ve düşüncelerden ama yapılan seçimlerden sonra bu ülkelerde partiler Müslüman kardeşler harekatının üyelerinden oluşmakta. Bu partilerin seçimden 1.parti olarak çıkması Batılı Ülkeleri de şaşırttı. Bu sefer bu düzen Batılı ülkelerin umduğu olmadı sadece kaos daha fazla arttı.
Bugün Türkiye'de Suriye konusunda çeşitli endişeler taşıyor insanlar kimileri Arap baharının batılıların kontrolünde olduğunu, kimileri Suriye giderse İran?da elden gider düşüncesi yaşamakta. Oysa bunlar gereksiz düşünceler olmakla beraber net olan bir fotoğrafı görmemiz engelleniyor.
Bugün Türkiye'de Suriye konusunda çeşitli endişeler taşıyor insanlar kimileri Arap baharının batılıların kontrolünde olduğunu, kimileri Suriye giderse İran?da elden gider düşüncesi yaşamakta. Oysa bunlar gereksiz düşünceler olmakla beraber net olan bir fotoğrafı görmemiz engelleniyor.
Suriye'de yapılan yıllar önce bu bölgelerde yapılan katliamlardan hiçbir farkı yok ne yazık ki, Hama'da, 80'li yıllarda Baba Esed'in kontrolünde 50 bin Müslüman kürt katledildi. Bunların 30 bin kişinin cesedine ulaşıldı ama hala bulunamayan 20 bin kişiden hiç kimse bahsetmiyor. Suriye'de bugün olanda bunun aynısı 40 insan ölmüş, 400 bin kişi yaralı ve 500 bin kişiden haber alınamıyor. Artık Türkiye'de de Arap Müslümanlara olan bakış açısını değiştirmeliyiz düşüncesindeyim'' dedi.
Gazeteci Adem Özköse ise ''Ortadoğu ve Suriye üzerinden yaşananları anlamamız için tarihe bakmamız gerekiyor. Ne oldu da Ortadoğu bu hale geldi, ne oldu da bu insanlar isyan ediyor. Sorusunun cevabını bulmamız gerekiyor. 1920 yılında Kahire'de Winston Churchill
başkanlığında bir toplantı yapıldı. Toplantıda batılı emperyalist güçlerin temsilcileri ve harita uzmanları vardı. Bu toplantıda alınan karara göre Müslümanlar bölünecek Ümmetten ulus devletler çıkarılacaktır. Bu toplantının sonucunda alınan kararlar adım adım uygulanmaya başlandı. Ne yapıldı? Yanı başımızda bulunan Hiladı Şam diye bilinen coğrafyadan ülkeler çıkardılar ve Ümmet arasına sınırlar çizildi bunlara Ürdün, Libya ve Mısır dediler mesela bugün ne kullanılıyor ümmet için Kürt milleti, Türk milleti veya Arap milleti kullanılıyor, aslında bunlar etik olmayan şeylerdir. Kuran-ı Kerimde Millet bir dini kapsar, ırkı veya bölgeyi değil. Ulus bir kimlik inşa etmek gerekiyordu bunu da sahte kahramanlar ve işbirlikçi Diktatörler koydular. Bugün bölgemizde Müslümanlıkları ile övünenler artık Kürt, Türk veya Araplıkları ile övünmeye başladılar. İşte artık bizim bu oyunlara alet olmamız gerekiyor. Müslümanların artık bir birlerini millet olarak ayırmaktansa ümmet olgusunu kazanmak gerekiyor'' dedi.
Gazeteci Adem Özköse ise ''Ortadoğu ve Suriye üzerinden yaşananları anlamamız için tarihe bakmamız gerekiyor. Ne oldu da Ortadoğu bu hale geldi, ne oldu da bu insanlar isyan ediyor. Sorusunun cevabını bulmamız gerekiyor. 1920 yılında Kahire'de Winston Churchill
başkanlığında bir toplantı yapıldı. Toplantıda batılı emperyalist güçlerin temsilcileri ve harita uzmanları vardı. Bu toplantıda alınan karara göre Müslümanlar bölünecek Ümmetten ulus devletler çıkarılacaktır. Bu toplantının sonucunda alınan kararlar adım adım uygulanmaya başlandı. Ne yapıldı? Yanı başımızda bulunan Hiladı Şam diye bilinen coğrafyadan ülkeler çıkardılar ve Ümmet arasına sınırlar çizildi bunlara Ürdün, Libya ve Mısır dediler mesela bugün ne kullanılıyor ümmet için Kürt milleti, Türk milleti veya Arap milleti kullanılıyor, aslında bunlar etik olmayan şeylerdir. Kuran-ı Kerimde Millet bir dini kapsar, ırkı veya bölgeyi değil. Ulus bir kimlik inşa etmek gerekiyordu bunu da sahte kahramanlar ve işbirlikçi Diktatörler koydular. Bugün bölgemizde Müslümanlıkları ile övünenler artık Kürt, Türk veya Araplıkları ile övünmeye başladılar. İşte artık bizim bu oyunlara alet olmamız gerekiyor. Müslümanların artık bir birlerini millet olarak ayırmaktansa ümmet olgusunu kazanmak gerekiyor'' dedi.
Üç saat süren konferansa vatandaşların ilgisi yoğun oldu. Program sonunda Dernek Başkanı Celal Koç, ''Derneğimizin önümüzdeki günlerde Suriye için yardım kampanyası başlatacaklarını ve Siverekli STK ve vatandaşlarımızla beraber Suriye?de bulunan Müslüman kardeşlerimize yardım elimizi uzatmayı düşünüyoruz. Bugün konferansa yoğun ilgi gösteren hemşerilerimize buraya kadar zahmet ettikleri için teşekkür ediyorum'' dedi.
Haber: Abdullah Lale