HASAN CEMAL
Saray medyası'nın tepelerine paraşütle gelmiş kimileri, bakıyorum, son zamanlarda sürekli medya üzerine ahkâm kesiyor.
Tirajlar neden düşüyormuş?
Geleneksel medya niye başaşağı gidiyormuş?
Sosyal medya nasıl adam olurmuş?
Bir sürü boş laf...
Eski deyişle laf-ı güzaf...
Evet, ağız torba değil ki büzesin.
Ama insanın tepesi atıyor.
Yahu, siz önce gazeteciliği öğrenin.
Önce haberciliği öğrenin.
Önce gazete yapmayı öğrenin.
Sonra ahkâm kesin!
Sansürcülük gazetecilik değildir.
Rahip Brunson röportajını gazeteye koymayacaksın.
Taha Akyol'a yazı yazdırmayacaksın.
Mehmet Yılmaz'a yazı yazdırmayacaksın.
Uğur Gürses'e yazı yazdırmayacaksın.
Şirin Payzın'a kapıyı göstereceksin.
Yazgülü Aldoğan'ın, Nuray Mert'in köşelerini kapatacaksın.
Murat Yetkin'le Deniz Zeyrek'e güle güle diyeceksin.
Fikret Bila'yı, Ferhat Boratav'ı işsiz bırakacaksın.
Süleyman Sarılar ve haber merkezinde birlikte çalıştığı ekibi, Emin Çapa'yı, Ebru Baki'yi, Serpil Çevikcan ve yardımcısı Tolga Şardan'ı kapının önüne koyacaksın.
Yönettiğin grup gazeteleri, televizyonları ve internet sitelerinde yüzlerce gazeteciyi "bizden değildir" diye işsiz bırakacaksın.
Son olarak, Şükrü Hanioğlu'nu pazar günü bir veda yazısı yazmak zorunda bırakacaksın.
Türkiye dünyanın en büyük gazeteciler hapishanesine dönüşürken Allah için hiç ses etmeyeceksin.
Bir başka deyişle:
"Aman beyefendi rahatsız olmasın" gazeteciliğinin en rezil örneklerini vereceksin, sonra da kalkıp medya üzerine ahkâm kesebileceksin..
Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2018, 10:56
Tirajlar neden düşüyormuş?
Geleneksel medya niye başaşağı gidiyormuş?
Sosyal medya nasıl adam olurmuş?
Bir sürü boş laf...
Eski deyişle laf-ı güzaf...
Evet, ağız torba değil ki büzesin.
Ama insanın tepesi atıyor.
Yahu, siz önce gazeteciliği öğrenin.
Önce haberciliği öğrenin.
Önce gazete yapmayı öğrenin.
Sonra ahkâm kesin!
Sansürcülük gazetecilik değildir.
Rahip Brunson röportajını gazeteye koymayacaksın.
Taha Akyol'a yazı yazdırmayacaksın.
Mehmet Yılmaz'a yazı yazdırmayacaksın.
Uğur Gürses'e yazı yazdırmayacaksın.
Şirin Payzın'a kapıyı göstereceksin.
Yazgülü Aldoğan'ın, Nuray Mert'in köşelerini kapatacaksın.
Murat Yetkin'le Deniz Zeyrek'e güle güle diyeceksin.
Fikret Bila'yı, Ferhat Boratav'ı işsiz bırakacaksın.
Süleyman Sarılar ve haber merkezinde birlikte çalıştığı ekibi, Emin Çapa'yı, Ebru Baki'yi, Serpil Çevikcan ve yardımcısı Tolga Şardan'ı kapının önüne koyacaksın.
Yönettiğin grup gazeteleri, televizyonları ve internet sitelerinde yüzlerce gazeteciyi "bizden değildir" diye işsiz bırakacaksın.
Son olarak, Şükrü Hanioğlu'nu pazar günü bir veda yazısı yazmak zorunda bırakacaksın.
Türkiye dünyanın en büyük gazeteciler hapishanesine dönüşürken Allah için hiç ses etmeyeceksin.
Bir başka deyişle:
"Aman beyefendi rahatsız olmasın" gazeteciliğinin en rezil örneklerini vereceksin, sonra da kalkıp medya üzerine ahkâm kesebileceksin..