Hizbullah

Hizbullah'ın sözlükteki karşılığı, Allah'ın taraftarları, Allah'ın askerleri şeklinde ifade edilmektedir. Kuran'ı Kerimin birkaç ayetinde de bu anlam pekişmektedir. '' Kim Allah'ı, O'nun peygamberini ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları-Hizbullah- galiplerin ta kendileridir.(Maide-56) Başka bir ayeti kerimede şöyle geçmektedir. ''Allah'a ve ahiret gününe iman eden hiçbir topluluğun, babaları, oğulları, kardeşleri yahut kendi soy sopları olsalar bile, Allah'a ve peygamberine düşman olan kimselere sevgi beslediğini göremezsin. İşte Allah onların kalplerine imanı yazmış ve onları kendi katından bir ruh ile desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan ve içlerinde ebedî kalacakları cennetlere sokacaktır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah'tan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah'ın tarafında-Hizbullah- olanlardır. İyi bilin ki, Allah'ın tarafında-Hizbullah- olanlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.''(Mücadele -22) Kuran'ı kerimde Allah'ın taraftarlarının yanı sıra şeytanın taraftarlarının da bahsi geçmektedir. ''Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın. O, kendi taraftarlarını-hizbuşşeytan- ancak alevli ateşe girecek kimselerden olmaya çağırır.''(Fatır -6)

 

Her asırda Hizbullahi erler varlıklarını korumuşlardır. Asr-ı Saadette bu görevi Sahabi'ler en güzel bir şekilde deruhte etmiş ve yukarıdaki ayetlerde de geçtiği üzere yüce Allah'ın övgüsüne mazhar olmuşlardır. Günümüzde ise bu işin tabelacılığı yapılmaktadır. Tıpkı, Tekbir inşaat, İkra giyim Ensar ayakkabıcılık, Mekke Kuyumculuk, Medine Holding, İhlas manifatura ve İrşad Kitabevi vs. Saydığım bu ticari isimler elbette hayali. Ancak bu gibi tabelalar altında ticari faaliyet yürüten tacirler, dışa karşı yüksek bir beklentinin peyda olmasına sebebiyet vermektedir Nedir o beklenti? Bu iş yerinde fırıldak,aldatma üçkağıt ve dalavere yoktur imajıdır. Müşterinin kafasında oluşan bu imaj boşa çıkarsa ne olur? Kişi, müslümanlar hakkında yanlış bir kanıya varır. Sakallı biri hakkında iyi şeyler düşünmeyecektir. Onun kafasında bütün Müslümanlar potansiyel dolandırıcı ,üçkağıtçı, paracı olarak kodlanacaktır.Şimdi suçlu kim? Elbette suçlu, bu tabelalar altında eşyalarını satacakları yerde, dinlerini satan Müslüman kılıklı yaratıklardır. Asıl aldanan kendileridir. Ah bir bilseler. Herkes ismi ile örtüşen eylemlerde bulunmalı.

 

Aynen bunun gibi bazı islami(!) Örgütler ve cemaatler de birer tabela cemaatı ve örgütü olmuş durumdadırlar. Mesela Lübnan'da 1982 yılında o günkü konjoktör gereği, güya İsrail ile mücadele bağlamında kurulan örgüt gibi. Bugün savrulduğu nokta, geçmişi ile uyum arzetmemektedir. 2006 yılının temmuz ve ağustos aylarında İsrail ile yaptığı ve 1200 kişinin ölümü ile sonuçlanan savaşta, hepimizin kalbini fetheden Hasan Nasrallah ve kurmuş olduğu Hizbullah örgütü, bu gün Rusya'nın müttefiki olmuş durumda. Suriye'de Müslümanlara kan kusturmaktadır. Yukarıdaki mücadele suresinin 22 ayetini kalıp kabul edersek, kendisine o yüce ismi veren örgütün faaliyeti bu kalıba uymamaktadır. Bu durumda bu örgütün bu tabela altında siyaset yapması yakışık olmaz. Gücüm, bu örgütün Müslümanlar aleyhine yaptıklarını değiştirmeye yetmez. Amma velakin kafamda bıraktığı kötü imajdan dolayı ismini değiştirmeye yeter. Bundan böyle ilgili örgütün kafamdaki ismi Hizbulesed, Hizbulmoskof veya Hizbuliran olacaktır.

İsimler, gerçek ve tüzel olsun fark etmez. Siz, Ensar Giyim tabelası altında hırsızlık yapamazsınız, ya da yapmamalısınız. Mekke kuyumculuk tabelası altında insanları dolandırmamalısınız. Niyetiniz dolandırıcılık ise başka başka tabelalar altında bunu yapabilirsiniz. Ama İslam'ın tarihi ile kültürü ile yoğrulmuş kavramları kullanarak bunu yaparsanız orada mallarınızı değil ancak dinlerinizi satarsınız. Dolayısıyla malum örgütün, ya ismi ile müsemma işlere imza atması ya da işte böyle benimkisi gibi kafalarda, ismine değişik karşılıklar bulur. İnsanlar ve bağlı bulunduğu örgütler ya Allah'ın taraftarıdırlar ya da şeytanın. Hiç kusura bakılmasın söz konusu akide olunca gri bölge yoktur. Ey Nasrallah ve ey Hizbullah'ın etkili ve yetkili liderleri! Siz hangi stratejik derinlik ile akidenizi temelde sarsan Suriye cehenneminde Esed ve Rusya ile ittifak kurdunuz. Hani, dostlarımızın bizden olma zorunluluğu vardı?  

YORUM EKLE