Müslüman(mıyız)

Bu yazımda Davet Yolu adlı kitaptan alıntı yapacağım. Bu alıntıyı yorumsuz sunuyorum. Böyle yapmaktaki amacım, okuyucuların kendi durumlarını gözden geçirmesini sağlamaktır. Alıntı yaptığım kitabın yazarı, Ahmet Faiz Suriye'li bir alim ve tarihçidir. O da Davet Yolu adlı üç ciltlik kitabını, Mısırlı Mütefekkir ve müfessir Şehit Seyyid Kutup'un, on altı ciltlik tefsiri olan Fizilal'i Kur'anı alıntılayarak yazmıştır.


Yazar, yaşamımız boyunca dalma ihtimalimiz yüksek olan şirk konusunu ''Tebliğ ve Uyarı'' başlığı altında işlemektedir:
       ''Abdest, namaz, taharet, oruç, hac ve diğer ibadetlerde sadece ilahlık yönüyle kendisine inandığı Allah'a itaat edip de ekonomik, siyasal ve toplumsal hayatında Allah'tan gelmeyen kanunlara sosyal ölçü ve değer yargılarında Allah yapısı olmayan düşünce ve kavramlara? Ahlak, adet, gelenek ve giyim konusunda kendisine tüm bunları ? ilahi emir ve kanunlarla çelişmek pahasına ? reva gören beşeri bazı rablara? Evet Allah'ın ilahlığına inandığı halde bu şeylere tedeyyün yapan bir kimse, aslında en belirgin bir haliyle şirke girmiş ve ''La ilahe illallah Muhammed'ür Resullullah'' şahitliğinin özüyle çelişmiştir. Müşriklerin her zaman ve her yerde işleyebilecekleri şirk türleridir bunlar. İşte günümüz insanının ''malum şirk'e girmez zannıyla kolayca benimsediği şirk budur. Putun ilkel ve basit bir heykel olması şart değildir. Putlar, tağutların arkalarına gizlendikleri belirli şekillerden başka ne ki? Bu şekillerin gerisindeki tağutların asıl amacı, insanları köleleştirmektir. Putun adını kullanarak köleleştirmek? Putun adıyla kendisine itaat ettirmek? Put, hiç şüphesiz konuşamaz, işitemez ve göremez. Putun gerisinde onların adıyla konuşan; efsun ve nazarlık yapan kahinler, bakıcılar ve yöneticiler vardır. Putun adına dilediğini söyleyen, kitleleri alçaltıp köleleştirmek için konuşan asıl bu kimselerdir. Yani Allah'ın şeriat, kanun, emir ve direktifleri bir kenara atılıp onun yerine bu putların; daha ince ve yerinde bir ifadeyle; bu putların gerisindeki tağutların iradesi yürürlüğe girmektedir. İşte Allah'ı bırakıp putlara tapınmak budur.'' Onlar, Allah'dan başka bilginlerini ve rahiplerini de kendilerine Rab edindiler, Meryem oğlu Mesih'i de. Oysa onlar bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardı. Allah'dan başka hiçbir ilâh yoktur. O, müşriklerin ortak koştuğu şeylerden de münezzehtir. (Tevbe 31) Allah'ın Resulu bu ayeti tefsir ederken, henüz Hıristiyan olup da Müslüman olmağa gelen Ady b. Hatem bu ayeti işitince: ''Ey Allah'ın Resulu biz onlara tapmıyorduk ki, dedi. Hz. Peygamber (sav) : Siz onların helal dediklerine helal, haram dediklerine haram demiyor muydunuz? Dedi. Ady, evet dedi. Peygamberimiz: '' İşte bu onlara tapınmaktır.'' Dedi. 

 

       Demek ki kitap ehli olanlar da tağuta tapınmışlardır. Bu tapınmada secde ve ruku yoktu, ama itaat ve tabiiyet anlamındaki ibadet vardı. Kişiyi Allah'ın kulluğundan ve Allah'ın dininden çıkaran bir ibadet?
       Allah'ın emirlerini çiğneyerek bu putların emirlerini uyguladıkları halde, kendilerini Müslüman ve Allah'ın dininden sayan insanların durumu budur. İşte bu kimselere düşen şey, içinde bulundukları bu büyük şirkten çıkıp kurtulmaktır. Allah'ın dini hiç kuşkusuz dünyanın doğu ve batısında kendilerini Müslüman sayan kimselerin düşündüğü gibi bir eğlence ve şaka değildir. Allah'ın Dini mükemmel bir hayat nizamıdır. Günlük hayatın tüm parça ve ayrıntılarını içine alan bir nizam? 

 

Putun ille de bir taş veya tahta parçası olması şart değildir. Her hangi bir doktrin ve ya bayraklaştırılan bir kavram da put olabilir. İslam Dini, sadece taştan ve betondan putları yıkmak için gelmemiştir. Peygamberler kervanının bunca sıkı çalışması, katlandıkları bunca fedakarlıklar, çektikleri bunca acı ve işkenceler; sadece taş ve betondan putları yıkmak için değildi.''

YORUM EKLE