Papatya Nakli

Mai’ye;

Işığım yitiyor Mai. Bütün papatyalarım soldu. Bu gece sabaha çıkabileceğimi düşünmüyorum, üstelik son papatyam da solmak üzere. Son nefesimi vermeden sana yazmak istedim. Şu kısacık ömrüme sığdıramadığım mavilerimin en güzel tonuydun. Yıllar süren karantina günlerimin en güzel ayrıntısı sendin.

Şimdi düşünüyorum da balık tuttuğumuz o günleri, hani oltadan kıvranan balıkları çıkarırken elimi yaralamıştım. O an telaşla kovayı denize devirmiştin. Bütün emeğimiz boşa gitmişti ama balıklar kavuşmuştu maviye. İşte o an sana tutulmuştum biliyor musun? Gözlerinde bana verdiğin değeri hissetmiştim.

Sonra bisiklete binip hiç bilmediğimiz yollara gittiğimiz günler geldi aklıma. Bir daha görmeyeceğimiz kaplumbağayı birlikte beslediğimiz o an gözlerinde gördüm kendimi.

Bana sormuştun o gün, seni ne korkutur diye.

Kafesten korkarım demiştim. Yıllar sonra kafese tıkılacağım ve son nefesimi bu karantinada vereceğim aklıma bile gelmezdi Mai.

Hani denize karşı bana anlattığın masalda deniz perisi vardı. Karşılıksız yaşayan insanların dileklerini yerine getirirdi. Onun şu an burada olmasını ister ve seni son bir defa görmek isterdim.

Hoşça kal Mai.

Seni daima seven ve sevecek olan Mia…

Alo, Era!

Mey dey!

Mey dey!

Acil durum Era, lütfen orada ol.

Era benim Mai!

Era!

Burdayım Mai, benim Era.

Era, Mia ölmek üzere lütfen bana yardım et.

Hemen harekete geçmemiz lazım. Benim haritam ol Era.

Sakin ol Mai. Söylediklerinden hiçbir şey anlamıyorum. Sakin ol ve teker teker anlat.

Bak Era, Mia veda mesajı atmış.

Son papatya stokları da bitmiş. Gece yazmış, son papatyam da soldu demiş.

Şu an ölüyor olabilir.

Benim ona papatya yetiştirmem lazım. Penceremde yetiştirdiklerim büyüdü sayılır onu hayatta tutmaya yeter.

Hayır Mai. Yasak var çıkamazsın, her yerde Çirkinler var.

Era, o olmadan yaşayamam ben. Lütfen bana yardım et.

Peki. Bekle çatıya çıkıyorum. Sen sinyal karıştırıcıyı da yanına al.

Şimdi Mai sen O-3’tesin. Mia ise Y-9’da. O-3’ten Y-3’e oradan da Y-9’a geçmen lazım.

Telsizin yanında olsun, sinyal bozucunu da unutma.

Saksılarını çantana koy ve talimatlarımla ilerle.

Peki, Era ben hazırım.

Sizin sokak temiz Mai çıkabilirsin. O3’ten Y3’e dek sokaklar güvende görünüyor. Y3’te çevirme var oraya çok dikkat etmelisin. Daha geçen gün bir çocuğun papatyalarına el koydular. Herkesin içinde boğularak öldü çocuk. Sırt çantasından uçurtma çıkınca, halk tepki gösterse de Çirkinler herkesi zorla susturdu.

Era Y3’e geldim sayılır.

Kaç kişi var çevirmede.

3 kişi Mai.

Onları atlatmalısın. Saat dokuz yönünden ilerle ve ilk yol ayrımından sağa dön.

Çok iyi Mai. Şimdi düz ilerle ve hızlan.

Y4’ü geçerken yokuşu tırman ve sağa dön.

Çok dikkatli ilerle Mai, etrafındaki çirkinlerin nereden çıkacağı belli ol...

Era orda mısın?

Era?

Era!

Sinyal kesicimin şarjı bitmiş olmalı.

Evet. Keşke şarja taksaydım. Nereden bilebilirdim ki böyle olacağını.

Mia hiç bahsetmemişti. Acaba bile bile mi ölüme gitmek istemişti. Bunları düşünmemeliyim.

Neyse az kaldı Mia dayan!

Mia bekle beni. Çok az kaldı.

Hey!

Dur orada!

Bu Çirkinler’in sesiydi.

Duymazlıktan geldim ve yürüdüm. Köşe başına varır varmaz olağan gücümle koşmalıydım ve öyle de yaptım.

Anons geçmeye başladılar.

Y4 üzerinde bir kaçak! Tehlikeli ve yeşil sırt çantası var.

Çantasında papatya olabilir.

Onu muhakkak indirin. İzin verildi, görüldüğü yerde indirilmeli.

Herkes duydu mu beni?

Görüldüğü yerde indirilmeli ve papatyaları yakılmalı!

Soluklarımı kontrol altına alıp binanın bahçesini saran duvarın altına saklandım. Binadakiler bizi izliyordu.

Onların karşılarında öldürülmek istemiyordum.

Onları da hareketlendirmek bir başkaldırı için kıvılcım olmak istiyordum.

Önce Mia’yı kurtarmalıydım.

Acaba yaşıyor muydu hala?

Y5’e yetişmiştim ve önümde 4 sokak daha vardı.

Korkmuyordum ama Mia için endişeleniyordum. O olmadan yaşayamazdım.

Karşı binadan yükselen bir uçurtma gördüm sanki.

Evet, o bir uçurtmaydı.

Era mıydı o?

Hayır, Era lütfen sen yapmamış ol.

Çirkinler o binaya doğru hareket edince hemen dönerek Y6’ya doğru koştum. Bir yandan da uçurtmaya bakıyordum. Mavi bir uçurtmaydı ve onu gördüm, Era’yı.

Çirkinleri kendisine çekmiş beni kurtarmıştı.

Y7, Y8 ve Y9’u ciğerlerimi patlatırcasına koşarak geçtim. Mia’nın evinin önündeydim artık. Aramızda bir duvar vardı.

Gözlerimdeki buğulanmayı engelleyemedim. Olağan gücümle duvarı tırmanıp bahçeye atlarken, kulakları sağır edercesine birkaç el silah sesi duydum.

Mavi uçurtmaya baktığımda gökyüzünde süzülüyordu ama delinmişti.

Rüzgâra direne direne süzüldü ve uçurtma yere çakıldı.

Era ortalarda yoktu.

O kurşunlardan birinin Era’ya isabet etmiş olduğu düşüncesi içimi kemirip duruyordu.

Muhakkak onu görmeliydim.

Bahçe kurumuştu tek bir ot bile yetişmemiş, ağaçlar çırılçıplaktı.

Mia!

Mia benim.

Sana geldim.

Lütfen aç kapıyı.

Mia!

Mia!

Balkona tırmanmalıydım ama bu çirkinlerin beni rahatlıkla avlamasını da kolaylaştırırdı.

Çözüm üret Mai!

Çözüm. Sadece çözüm.

Ya Mia şu an son nefesini veriyorsa?

Direkt olarak balkona yöneldim. Balkon çok yüksek değildi ve oraya tırmanmak zor görünmüyordu. Çocukken tırmandığım kiraz ağaçları kadar dik ve zor olamazlardı elbet.

Öyle de oldu. Balkondaydım, ama pencereden içeri baktığımda evde herhangi bir yaşam belirtisi göremedim.

Bu Mia’nın odasıydı.

Mia!

Mia!

Yerde yüzüstü kapaklanmış kıpırdamıyordu.

Gözlerimden istemsizce yaşlar gelmeye başladı ve ben bunu engelleyemiyordum.

Mia, uyan bak sana geldim.

Mia!

Sırt çantamdan papatyalarımı çıkarıp hemen nefes alması için yüzüne doğru uzattım.

Hiçbir işe yaramamıştı. Burnunun derinliklerinden ciğerlerine dek gitmek istedim o an. Onun alıp da veremediği son nefes olmak istedim. Onun içinde kafese kapatılmak istedim.

Kucağıma aldım, teni çok soğuktu. Göz kapaklarını kaldırdım gözleri soluktu.

Kokladım.

Avuç içlerinden öptüm.

Ayaklarının altını öptüm.

Mia!

Beni bırakma ne olur!

Ben bu koca kafeste sensiz nasıl yaşarım?

Mia!

Lütfen uyan artık!

Bak papatyalarım. Senin için ekmiştim ya hani.

Sana ayırmıştım son nefeslerimi.

Mia! Uyan artık ne olur.

Mia!

Miaaaaaaa!

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hacer Aslan
Hacer Aslan - 4 yıl Önce

Perfect