SEÇİM, SEÇME VE SEÇİLME

Seçmek, bir yetenektir, bir ayrıcalıktır. Seçerseniz, seçilirsiniz. Hayat, sürekli seçiştir. Ayırarak, analiz ederek, bölerek, tetkik ve tahkik ederek seçmek. Bir filozof, “İnsan başkalarını seçerken, kendini seçer” der.
Arkadaş seçmek, eş seçmek, meslek seçmek, yöneticileri seçmek, hayatın inşasında önemli basamaklardır.

Seçerken;

Tefekkür ederek seçmek,

Tedebbür ederek seçmek,

Tezekkür ederek seçmek,

Taakkul ederek seçmek ve

Tafakkuh ederek seçmek, yolumuzu bulmada ve hayatımızı anlamlandırmada önemli kriterlerdir.

Varlık dünyamızın tüm bileşenlerini doğru anlamada, kavramada ve algılamada, seçiciliğimiz önemlidir.

Maddeyi, madde formunda seçmek,

Manayı, mana formunda seçmek,

Mesleği, meslek formunda seçmek ve

Kariyeri, kariyer formunda seçmek, geleceğimizin inşasında önemli projeksiyonlardır.

Maddeye, mesleğe ve kariyere mahkum değil, hakim olmak; ait değil, sahip olmak onurlu bir seçiştir.

Madde ve Mana arasındaki o ince dengeyi kurmak ve seçimimizi rasyonel bir şekilde yapmak, hayati derecede önemlidir.

Sezai Karakoç “Gündönümü” adlı eserinde şunları söyler:

“ “Sabrın” dinamizmini seçmek,

“Tevekkül” ün güvenini seçmek,

“Rıza” nın yüceliğini seçme”.

Kavramları yeniden dizayn ederek ve hakikatın imbiğinden geçirerek anlamlandırmak, Tarihi yeniden yorumlayarak ve arka planını görerek analiz emek, parçalanan hakikatı bütünleştirerek ve bütünü anlamlandırarak seçmek.

Allah’ın “Bak” dediği yerden bakmak, “Gör” dediği yerden görmek ve “Seç” dediği yerden seçmek, yaratılış fıtratına uygun bir eylemdir.

Bu seçiş, hayatı anlamlandırır.

Bu seçiş, “Madde-Mana”, “Fizik-Metafizik” ve “Beden-Ruh” arasındaki dengeyi ve fonksiyonu görmektir.

Bu seçiş, İnsanı, İnsanlığı, Tabiatı ve Tarihi yeniden yorumlayarak, Üç –Boyutlu Uzayda (Uzunluğuna-Genişliğine-Derinliğine) analiz ederek anlamlandırmaktadır.

Seçme yeteneğimizin mümeyyiz (seçici) vasfını kullanarak, verimsiz alanlara yatırım yapmaktan kaçınıp, verimli alanlara yönelmeliyiz.

Aklımızı, tasavvurumuzu ve irfanımızı kullanarak seçmek. Zira çalıştırılmayan akıl, idrak ve tasavvur, yok hükmündedir.

Seçerken, bakış açımız doğru olmalı. Yamuk olmadığından emin olmalıyız. Bakış açısı yamuk olanın, doğruyu görmesi ve sağlıklı bir seçim yapması mümkün değildir. Bakış açısındaki bir derecelik sapma, ulaşmak istediğimiz menzilden kilometrelerce uzağa düşmemize neden olur.

Aynanın önünde tebessüm eden kişinin, aynadaki yansıması tebessümdür. Bu tebessüm Aynaya, ”asık surat” şeklinde yansımaz.

İyi gören, iyi görünür. Güzel gören, güzel görünür. Doğru gören, doğru görünür.

Seçerken; iyiyi seçmek, doğruyu seçmek ve güzeli seçmek, erdemli ve şahsiyetli olmanın gereğidir.

Seçerken aslında geleceğimizi inşa ediyoruz. Geleceğimizi inşa ederken, “Uzun Farları” yakarak ilerlemek durumundayız. Uzun farları yakarak ilerlersek, gelecekle alakalı planlarımız olur, projelerimiz olur ve projeksiyonlarımız olur. Bunlardan yoksun “yarım adamların yarım akılları ve yarım adımlarıyla” mesafe alamayız. Plan-Proje ve Projeksiyonu olmayanlarla yol almak, bir zaman ve zemin kaybıdır.

Bizler bu toplumun tasavvurunu, kültür kodlarını, kök değerlerini, algısını ve duygusunu özümsemiş İslam Milletinin çocukları olarak; Medeniyet, varlık ve evren tasavvuru olan, İnsanlık tarihinde sağlam ve derin kökleri olan, sahip olduğu potansiyel ve bilgi birikimi ve “açık ufuk perspektifiyle” dünya insanlığına söyleyecek sözü olan erdemli-onurlu insanlarız. Bu erdemlerden yoksun yarım kişiliklerle, zihni karışık ve vicdani daralmış bireylerle, toplumsal tasavvur ve gelecek inşa edilemez.

24 Haziran seçimleri hayati derecede önemlidir. Hiç kuşkusuz, bu seçim son yüzyılın en önemli seçimidir. Bu seçim; 1.Çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini inşa etme açısından hayati derecede önemlidir, 2.Bölgemizin inşası ve imarı bakımından hayati derecede önemlidir, 3.Ülkemizin bölgesinde Bölgesel Güç ve dünyada Küresel Güç olma bakımından hayati derecede önemlidir.

Bu açık ufuk perspektifiyle, 2023 te dünyada ilk 10 ekonomi, 2053 te ilk 5 ekonomi ve 2071’de ilk 3 ekonomi içinde yer alıp, “Dünya İslam Birliğini” tesis ederek dünyada bir güç olarak yerimizi almak mümkündür. “Bu hayaldir” diyenlere derim ki; Evet bu bir hayaldir. Ancak gerçekleşebilir, rasyonel ve ayağı yere basan bir hayaldir. Hayali olmayanın geleceği olmaz. Plan-Proje ve projeksiyon üretemeyen, geleceğe dair söyleyecek sözü olamaz. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayip Erdoğan,16 yıllık iktidarları döneminde hayal edilemeyeni başardı. Yeter ki, kendimize güvenelim. Kadim medeniyetimizden alacağımız güç ve deneyimle bunu başarabiliriz. Yapılanlar, yapılacak olanların teminatıdır. Milletimizin desteği ve Allah’ın yardımıyla öngörülen bu hedefler, tek-tek hayata geçecek ve bizler de çocuklarımıza ve torunlarımıza böyle bir ülkeyi teslim etmenin haklı onurunu inşaAllah yaşayacağız. Özetle; Çocuklarımızın-torunlarımızın, bölgemizin, ülkemizin, ümmetin ve dünya mazlumlarının geleceği için bu seçimde desteğimiz Ak Partiye ve Recep Tayyip Erdoğan’a tereddütsüz olmalıdır. Zira, Dünya Mazlumlarının ve Mahrumlarının gözü ve umudu Türkiye’de ve Erdoğan’da. Bu mazlumların beklentisine en güçlü destekle destek olmalıyız. Küçük ayrıntılara takılmadan büyük fotoğrafa bakarak, değerlendirmelerde bulunmalıyız. “Hesabi” değil, “hasbi” davranmalıyız. Bize de bu yakışır.

Seçimin sonucu, bize hep yansır.

Seçerken, aslında çocuklarımızın ve torunlarımızın geleceğini seçiyoruz. Daha huzurlu, daha güvenli, daha itibarlı ve daha mutlu bir ülkeyi inşa etmek için seçiyor ve seçiliyoruz.

Yapılan ve yapılacak olan tüm seçimleri bu perspektifle değerlendirmek, geleceğimizin inşasında önemli adımlardır.

YORUM EKLE