Şehit Motiur Rahman Nizami'nin Ardından

Cuma günü (13.05.2016) Türkiye'nin bir çok şehrinde iki gün önce şehit edilen Şehit Rahman Nizami için gıyabi cenaze namazı kılındı. Bizler de Siverek'te kıldık. Allah cc onu cennetiyle mükafatlandırsın. Cenaze namazını müteakip Şehidin Müslüman alemine yazdığı ve gerçekten bizleri suçüstü yapan mektubu okundu.


Özelde İslam coğrafyasındaki sözde Müslüman liderler, genelde tüm Müslümanların özeleştiri yapması lazım. Lafı eveleyip geveleyip ABD'yi, AB ülkelerini ve ya İsrail'i suçlayıp işin içinden çıkamayız. Kafir elbette kafirliğini ihmal etmeden yapacaktır. İslam tarihine bakılırsa bunun dün böyle olduğu, bu gün ve yarın da böyle olacağını bilmemiz gerekiyor. Gavurdan hangi dönemde merhamet dilenmişse, büyük yıkımlara kapı aralanmıştır. Asıl beni üzen husus, gavurun, fasıkın ve zalimin bir ıslığıyla hemen birbirimizi boğazlıyor olmamız! Araştırmadan soruşturmadan kanlarımızı heder ediyoruz. Bizim ezilmemiz, yok olmamız, dağılıp paramparça olmamız onların biricik arzuları iken, biz hala özgür düşünme, demokrasi, insan hakları ve insan onuru gibi erdemleri onlardan bekliyoruz. İnsani yardımı, haksızlıklara karşı durmayı onlardan beklemeye devam ediyoruz! Oysa ki Allah cc biz Müslümanları böyle bir beklentiden şiddetle sakındırıyor: '': Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez.(Maide 51)
Geriye dönüp bir bak bakalım; Hindistan'ı üç parçaya bölen kim? Emperyalizmin ağa babası İngiliz değil mi? Boşuna mı böl parçala yut felsefesini geliştirmişler! Biz uyumaya devam edelim. Bizi bu hale sokanlardan yardım dilemeye devam edelim. Onları dost bellemeye devam edelim. Motiur Rahman Nizami Şehit edildi ise, bunda İngiliz'in 1940 ve 1947 arası kışkırtma ve bölme projeleri vardır. 1947 de Hindistan'dan Pakistan'ın ayrılması, akabinde Pakistan'ın Doğu kısmının 1971 yılında Bangladeş olarak ayrılması; İngiliz'in böl parçala yut politikası gereğidir. Boşuna mı: ''Göl de iki balık kavga ederse, bil ki oradan az önce bir İngiliz geçmiştir '' özdeyişi? Bu günün görünen tablosunu oluşturan yegane güç İngiliz emperyalizmidir. Dolayısıyla Şehit Nizami'nin Katili her ne kadar Şeyh Hasina Vecid ve Hükümeti ise, bu günlere zemin hazırlayan asıl katil İngiltere emperyalizmidir. Oyunu kuranlar onlar, gönüllü oyuncular da Müslümanlardır. Bu oyunlarda zevkle oynamaya devam ettikçe, kendimize gelme imkanımız yok! Bir bakar mısınız dünya küresine? Nerede Müslüman halk varsa orada kan var, gözyaşı var, ölüm kol geziyor? Bize ne oluyor? Neden birbirimizi boğazlıyoruz diyen bir Allah'ın kulu yok! Allah akıl basiret versin. 


Bizim de : "Batılılar bu idama hiç ses çıkarmadı! Nerede insan hakları havarileri? Bu idam edilen, batılı biri olsaydı dünya ayağa kalkardı. İnsan hakları ile ilgili ne kadar kurum ve kuruluş varsa bu idamı durdurmak için var güçleri ile karşı dururlardı." Demeye hiç gerek yok. Zaten şehit giderken kafir ve zorbalardan bir yardım dileğinde bulunmuyordu. O, bu zorbalığa ses vermeyen Müslümanlara kırgın olduğunu söylüyordu. " Kırgınım. Sözünü unutanlara, kardeşinin elini tutmayanlara, düşeni kaldırmayanlara, Allah için gözyaşlarını sakınanlara." Şehit Motiur Rahman Nizami idama giderken üstüne ölü toprağı serpiştirilmiş İslam alemindeki yöneticilerin gamsızlığına içerliyor. "Hani Müslümanlar etle kemik misali idi, ben giderken sizin etiniz acımıyor mu?" sorusu bu yüzdendir. Bu idama devlet nezdinde tepki gösteren Recep Tayyip Erdoğan'dan başkası var mıydı? Bilmiyorum.

Basından takip ettiğim kadarı ile kimse oralı olmadı bile! Şehit Nizami,"ben gidiyorum, bu sessizliğinizi, duyarsızlığınızı şikayet edeceğim" demişti. 


Oyuna gelmeyen güzel günlere kavuşma dileği ile Allah'a emanet olun.

YORUM EKLE