Sosyal Medya'nın Sahte Tarzanları

Köroğlu ''Tüfek icat olunup da yiğitlik bozuldu'' diyince meğer ne kadar haklıymış. 
      Köroğlu destanını bilmeyenler olabilir ama Köroğlu dediğiniz zaman aklınızda belki Cüneyt Arkın beliriyordur. Bilmeyenler için destanı kısaca hatırlatayım. ''Köroğlunun Babası Yusuf Bey, Bolu Beyinin seyisidir. Kendisinden at isteyen Bolu Beyine cılız bir at getirince cezanlandırılıp kör edilir. Sonrasında Ruşen Ali Kır-At'ı ile birlikte dağa çıkar. Köroğlu diye ün alır, bir derebeyi gibi yaşamaya başlar, her savaşta üstün gelir; bezirganlardan, beylerden, paşalardan aldıklarını yoksullara dağıtır. Delikli demir (tüfek) icat olunup da eski yiğitlik gelenekleri bozulunca, arkadaşlarına dağılmalarını tavsiye eder, "sır olur", Kırklar'a karışır.'' 

       Şimdi burada deyinmek istediğim nokta silah çıktı nasıl ki mertlik bozulduysa bugün sosyal medya çıktı aynı şekilde mertlik bir kez daha bozuldu. Türkiye'de siyasi çatışmaların olduğu süreçte açılan gizemli hesaplar hemen hemen her il ve ilçeye sıçramış durumda. Aslında bu bizim ne kadar kapalı bir toplum olduğumuzun göstergesi. Hal böyleyken bu sahte hesap furyası Siverek'e de yansıdı. Ortalık kendinizi fuatavni zannedenlerle doldu. Fitne almış başını gidiyor. İletişim çağında olmamıza rağmen insanların iletişim kuramamasına şaşıyor insan. Sahte hesaplar açıp sağa sola saldıran insanların fitne çıkarmak için bu hesapları açtığı gün gibi ortadadır. İsmini yazarak daha fazla takipçi ve ilgi odağı yapmayı istemediğim için bu hesapları buraya yazmıyorum. 

       Twitter ve Facebook üzerinden yerel yönetimler ve sorunları kendi gerçek adımla özgür ve gerektiğinde de çok sert bir dille gündeme getiren biri olarak sahte hesap açmaya ihtiyaç duyduğumu zannedenlerin ayrıca kendi zekalarını da sorgulaması gerektiğini düşünüyorum. Şimdiye kadar zaman zaman bu suçlamaları her ne kadar dikkate almak istemesemde, insanlar sustuğumuz zaman bunu üstelendiğimizi düşündüklerini görünce bu konu hakkında yazma gereği duydum. 
       Yıllardır takip ettiğim mizah haber anlayışı ile bilinen Zaytung.com sitesindeki haberleri paylaştığımdan olsa bazı kişiler bu sahte hesabın sahibinin ben olduğumu ortaya atıyor, hatta bu şahıslar o kadar ben olduğuma emin ki, bahis bile açmışlar. Eğer ortada öyle bir bahis varsa eğer bende bahse giriyorum. Eğer bu sahte hesabın bana ait olduğunu düşünenler ispat ederlerse Siverek Halkından özür dileyerek bu şehri ve ailemi geride bırakarak giderim. Bunu yaparken internethaber sitelerime bunu ana sayfada yıllarca bırakıpta giderim. 
      Peki bu sahte hesabın bana ait olmadığı ortaya çıkarsa eğer sağda solda adımızı zikredip bu hesabı açan Lale'dir diyenler siz ne yapacaksınız bahsi kaybederseniz eğer benim yaptığımı siz yaparmısınız ? 
Kendimden bu kadar emin konuşurken sahte hesapları açıp fitne yaymaya çalışan bu insanların kim olduklarını bilmeden taminde bulunarak suçlayanların bu fitnecilerden ne farkı var peki ? 

       Şimdi öncelikle bir şeyi iyi ayırt etmek gerekir. Sosyal Medya'yı iki yönlü kullanıyorum. Bir şahsım adına olan hesap, ikincisi ise haber sitelerimizin sosyal medya sayfaları. Facebook'ta; Abdullah Hakan Lale, Twitter'da ise; @abdulahlale şahsi hesaplarım. Haber sayfaları için Facebook'ta; Siverek Haberleri, Twitter'da ise; SiverekHa hesaplarımız dışında hiçbir hesabım yoktur. Bu ayırımı burada uzun uzadıya anlatmaktan ve sizleri ikna çabasından ise Twitter'da https://twitter.com/abdulahlale kendi şahsi hesabım iken, https://twitter.com/SiverekHa hesabı ise Haber sitemizin sayfası. İçeriklerine baktığınız zaman şahsıma yapılan saldırıları ve söylemleri kendi kişisel hesaplarımdan cevaplandırırken haber sayfalarını bunlarda kullanmıyorum. Şahsi ve kişisel duygularımı habercilik ilkelerine bulaştırmamak için her türlü çabayı sarf ettiğimi göreceğinize inanıyorum. 

       Yıllardır tek tip siyasetin yapıldığı ki bu herkesin hesabına gelen bir yöntemdi. Şimdiler de sosyal medyanın da etkisi ile çoğulcu bir siyasi atmosfer hakim. Herkes demokrasi ve adalet için çalışır olmuş maşallah! Tabi şimdiye kadar bu insanların nerde oldukları ise muamma! Bu siyasi atmosferde kaos ortamı yaratmak isteyen veya kendi gerçek kimliklerini saklayıp fitne yaymaya çalışan bu insanlarada prim verilmemelidir. Bunlar oluyorken herşeyi bilmiş tiplerin emin olmadan bu şahıslar hakkında ''ben bunu tanıyorum, kesin budur'' diyerek fitneye ayrıca ortak olmaları da en az bunun kadar vahim bir durumdur. 

      Sonuç olarak ben söylemem gerekenleri açık bir dille dile getiriyorum. Bunu yaparken ahlaki sınırlar içerisinde yapıyorum. Ancak bazen söylenenler çerçevesinde sert bir tutum sergilemem gerekiyormuş onu da öğretti bana geçen zaman. 
      Yüca rabbim Bakara Süresi 216.ncı ayette şöyle der;  ''Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir.ALLAH (c.c.) bilir de siz bilmezsiniz."  inancı ile yapılan haksızlıklara karşı sesim çıkmıyor. Ama bu zaafımı kullanarak yapılan ve yapılmaya devam eden haksızlıklara elbette günü geldiğinde gerektiği gibi cevabını da vermeyi Allah (cc) nasip edecektir. 

YORUM EKLE