Ulusal Çıkarlarımız

ABD Dış İlişkiler Temsilciler Meclisi Başkanı Cumhuriyetçi Paul Ryan: ''Putin Amerika çıkarlarını tehdit ediyor.'' Dedi.


      Her ülke kendi ulusal çıkarları doğrultusunda politika geliştirir ve siyaset üretir. Bunun aksi tutum ve davranışlar, o ülkenin ulusal güvenliği ve onuru için hainliktir ve yıkımdır. Dolayısıyla gücün de verdiği rahatlıkla Paul Ryan ABD çıkarlarına uygun olmayan her beyan ve davranış karşısında tedbir alma hakkını her zaman masada bulundurmuştur.


     Bir ülke, kendi milli sınırları içinde bir icat mı geliştirmek istiyor? Amerika duruma bakar: Geliştirilecek icat kendi çıkarlarına hizmet etmiyorsa, dahası kendisine olan bağımlılığı azaltacak bir buluş ise; bunu sabote etmek, henüz tasarı halinde iken gözden düşürmek için elinden gelen bütün gayretleri sarf eder. Aslında bu durum sadece Amerika için değil, küresel planda gücü olan Rusya, Almanya, İngiltere ve Fransa için de aynı şey söylenebilir. Bu engellemeyi, hür ve bağımsız bir ülke için fiilen yapmazlar. Öncelikle mezkur ülkedeki maşaları marifeti ile, tasarıyı bölge halkının gözünden düşürmeye çalışırlar. ''Bu tasarı hayata geçerse, insanların sağlığı için tehdit unsuru olur. Doğacak çocuklar geri zekalı, topal, felçli, kör vs. Olur.''  Yaftasını hemen yapıştırırlar. Tabii bölge insanı da sormadan soruşturmadan, bu engelleme oyununda çoktan kendisine biçilmiş rolde gönüllü figüran oluverir. Hatırladığım kadarı ile Karadeniz bölgesinde bir nükleer santral yapım aşamasında, oranın köylüleri haftalarca iş makinalarını taşlıyor, çalışmaları engellemeye çalışıyor ve toplu protesto girişimlerinde bulunuyorlardı. Santralın akibeti ne oldu bilmiyorum.Yine bunun gibi, Bergama köylüleri de böyle bir projeye engel olmak için aylarca ekranlarda düşmediler. Tabii, görsel ve yazılı basınımızın da bu gibi eylemlerde durduğu yer çok önemlidir. Kimi medya trolleri, ülkemizin çıkarları dışındaki tüm çıkarlara teşne olma gibi bir görevi severek ve isteyerek üstlenirler. Ulusal çıkarlarımızı zedeleyecek, yavaşlatacak ya da itibarsızlaştıracak bütün haberleri günlerce ekranlarda evire çevire seyrettirirler.

     Yerli üretim, yerli proje ve yerli tasarım, bir ülkenin bu dünya sahasında var olma savaşıdır. Artık emperyalist güçler fiili savaşı terk edeli çok oldu. Bu savaşlar terör örgütleri, medya trolleri ve yerli ajanlar marifeti ile yapılmaktadır. Suriye'de olan savaş bunun tipik örneğidir. Dikkat edilirse Suriye'de süren savaş maşalar savaşıdır. Ülke olarak kendi ulusal çıkarlarımız için, biz Suriye'de küresel terör maşaları ile savaşıyoruz. Yalnız şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Namusunu pazara çıkarmış bu kahpe Dünya'da,-ülke anlamında, yoksa taş toprak değil- insanlık onuru için sahada bulunan sadece Türkiye'dir. Rusya, batıdaki küresel güçleri perdeleyen Soçi'deki üssü için Suriye'de. Amerika emperyalizmi, bir zamanlar dedelerinin çizdiği fitne sınırlarını hayata geçirme derdi ile Suriye'de. AB' ki bazı ülkeler yüzyıllık haritalarını hayata geçirme derdinde. Ve İŞİD. Bütün müstevlilerin amaçlarını gerçekleştirmek, kolaylaştırmak, değiştirmek, İslam'ın içini boşaltmak için sahada. Elhasıl küresel fitneler, halkı Müslüman olan ülkelerdeki bir yeniliği, projeyi veya icadı hayata geçirmeme adına, onu engellemek için terörü maşalarını çok rahat bir şekilde kullanır. Yoksa; Almanya'nın, ülkemizde yapımı sürdürülen hava limanlarını engelleme çabalarını ne ile açıklayacağız. Savunma sanayimizi yerli üretime dönüştüren anlayışın engellenmeyeceğini mi sanıyorsunuz? Kendi benliğimize dönüşe seyirci kalınacağını mı sanıyorsunuz? Ekonomide, hür ve bağımsız siyaset üretmede, teknoloji ve sanayi de kendimize yeter düzeye gelme çabalarının baltalanmayacağı saflığını bir kenara bırakmalıyız. Çünkü patlayan her bomba ve yapılan her suikastın arkasında bunları engelleme çabalarının yattığını bilmeliyiz. Bilmeliyiz ki yerli projelere omuz vermeliyiz. Hatırlayın, Almanya ve Amerika, ülkemize silah satarken, terör eylemlerini önlemede kullanmayacaksınız şartını koşuyordu. Zira terörü bu mümtaz halkın başına bela edenler kendileri. Elbette ürettikleri silahlarla ünlenmesine karşı çıkacaklardır. Ülkemizin yöneticileri, görsel medya marifeti ile savunma sanayimizdeki yerli gelişmeyi sürekli işlemelidirler. İşlesinler ki Türkiye'deki bombalama ve terör eylemlerinin kimin tarafından alevlendirildiğini halk anlasın. Anlasın ki bu halkın öze dönüşü, özgül düşünme katsayısı artsın. Zira bu ülke yöneticileri, uzun yıllar başka güçlerin içimizdeki taşeronları görevini üstlendiler. Ancak Amerika gibi küresel güçlerin müsaade ettikleri kadar yerli düşünebildiler. Çünkü yabancı hayranlığı, terakkinin olmazsa olmaz şartı olarak lanse edilmişti. Ülke olarak sizin düşünce üretmenizin kapsam alanı küresel güçlerin bu alandaki lütufları kadardı. Hoş zaten bizimkiler de yerliliği, yerli düşünceyi, yerli üretimi züll, çağdışı olarak kabul ediyorlardı. Bu gibi gelişmeler cumhuriyetin ilk yıllarında suikastlerle engellendiğinin bilinmesi gerekir. Bu necip millet egemenliği taşeronlardan alıp, yerlileri egemen kıldığı için her türlü takdire şayandır. Selam olsun ulusal çıkarlarımızı, müstevlilerin çıkarlarına tevhit edenlere.  

YORUM EKLE