Parti binasının açılışına partinin Genel Başkan Yardımcısı Mehmet YAVUZ, Şanlıurfa İl Başkanı Lokman Yalçın, İlçe teşkilatı yönetimi ve çok sayıda vatandaş katıldı.

     Sivereklilerin yoğun ilgi gösterdiği açılış töreni, Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı. Açılışta ilk sözü alan HÜDA PAR Siverek İlçe Başkanı Ahmet İdem, partilileri selamlayarak şunları söyledi: "Parti genel merkezimizin bizi yetkilendirmesi üzere 25 Şubat 2013 tarihinde Hür Dava Partisi Genel Merkezi'nden almış olduğumuz yetki belgesini, Siverek Kaymakamlığı'na verdik. İlçe Emniyet Müdürlüğü'nden aldığımız 'alındı' belgesiyle, Hür Dava Partisi Siverek İlçe Teşkilatımızı resmi olarak açmıştık. Bugünde siz vatandaşlarımızla birlikte İlçe teşkilatı binamızın açılışını gerçekleştireceğiz teşkilatımız Siverek?imize ve milletimize hayırlı olur inşallah" dedi.

HÜDA PAR Siyasete Farklı Bir Bakış Açısı Getirecek

       Ardından sözü Genel Başkan Yardımcılarından Mehmet YAVUZ aldı. Hür Dava Partisi olarak siyasete farklı bir tanım ve farklı bir bakış açısı getirmek için yola çıktıklarını vurgulayan Yavuz, "Bizler siyasete faklı bir çizgi getirerek ezberi bozacağız. Birileri bu tekbirleri garipsiyor evet çok tuhaf bir şey ama aslında anormal olan başka bir şeydir 90 yıl önce TBMM Meclisi açılırken tekbirlerle açıldı. Bu milletin asıl temsilcileri meclisi Cuma günü hacı bayramı veliye gidip Cuma namazının ardından Tekbirlerle açılmıştı. İşte bizlerde HUDA-Par olarak Siyasetin merkezine insanı ve insanlığı getireceğiz. Geçmiş tarihe bakarak merkezinde insan olmayan bir siyasetin sonucunda hiçbir zaman halkın yararı gözetilmemiştir. Halka hizmet hakka hizmet anlayışının sonucunu bugün maalesef göremiyoruz. İşte bu noktada, İslami ve insani değerleri tekrar ihya etmek için HÜDA PAR var" ifadelerini kullandı.
?Bugün Türkiye hak ettiği yerde olmadığını belirten Mehmet Yavuz, HÜDA PAR sermayenin de emekçinin de muhafazası olacaktır"

"Türkiye'deki Bütün Sorunların Kaynağı Sistemin Kendisidir"

      'Türkiye'de bunca parti varken HÜDA PAR'a neden ihtiyaç vardı?' sorusunun sıklıkla sorulduğunu ifade ederek, konuyla ilgili şunları dile getirdi; "Maalesef Türkiye'de şu anda faal olan 70 küsur parti bulunmakta, fakat mevcut partilerin hiçbirisi ülkenin sorunlarını çözme konusunda gerçekçi politikalar üretememektedirler. Yıllarca halka yapılan zulmü, eziyeti görmezden gelmelerinden; halkı fakirlikten, yoksulluktan, ötekileştirmekten, zulümden kurtaracağız deyip, ortaya çıkan insanların iktidara geldikten sonra zalimlerle bir olduklarını, halka zulmeden sistemin yanında yer aldıklarını ve statükoyu muhafaza ettiklerini görüyoruz. Halkın sorunları sadece pansuman mahiyetinde geçici çözümlerle giderilmek istendi. Sorunların asıl kaynağına inilemedi. Asıl teşhis yapılmadı ki; asıl tedavi yapılabilsin. Bizim tespitimize göre bu ülkedeki bütün sorunların kaynağı, huzursuzlukların kaynağı, insanlarımızı hor görmenin, dine ve dindarlara düşmanlığın kaynağında sistemin ulus devlet projesinin yattığını gördük. Ulus devlet projesiyle, bu ülkede yaşayan bütün kavimler ve bütün ırklar yok sayıldı. Herkese zorla Türk ve Türkçülük dayatıldı. Tabii bunun karşılığında etki-tepki olarak Kürtçülük ortaya çıktı. Bu ülke halkına; Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Çerkeziyle herkese yapılan ikinci zulüm ise inanca karşı yapılan zulümdü. Halkın yüzde 99'unun inancı olan İslam'a ve İslami değerlere savaş açıldı."

Ayırım Gözetilmeden Bu Ülkedeki Herkese Zulmedildi

     Geçmişte halkın inancına düşmanlık adına camilerin ahırlara çevrildiğine ve Kuran'ın yasaklandığına vurgu yapan Yavuz, "İnsanlar İstiklal Mahkemeleri'nde ağır cezalara çarptırıldı. Şapka takmadıkları için 10.000 kişi asıldı. Bu zulmü Türküyle, Kürdüyle, Çerkeziyle, bütün Müslüman halk yaşadı. Darağaçlarına ayırım gözetilmeden alimlerimiz asıldı. Bu ülkenin doğusunda Kürt halkına da ayrıca Kürt olduğu için iki kere zulmedildi. Hem inancından hem de dilinden dolayı. Bu zulmü biz bölgede gördük. Maalesef bu ülkede bunlar yaşandı. Bu haksızlıklar günümüzde de yaşanıyor. Daha dün 28 Şubat dönemini yaşadık. Toplum mühendisleri tarafından halkı tek tipleştirme, halkın inancıyla oynama projeleri uygulandı. Aynı şekilde Kur'an dersleri yasaklandı. Kur'an kursları kapatıldı. İmam-hatiplerin kapısına kilit vuruldu. Başörtülü okumak isteyen, çalışmak isteyen bacılarımıza, kızlarımıza bütün kapılar kapatıldı" dedi.