Devlet içinde bir devlet daha var

Sinan Ateş cinayeti dosyasındaki bilgiler gösteriyor ki ortada bir suç örgütü var, bu suç örgütünün siyasi yönü de var ve bu suç örgütü kendisine bağlı devlet görevlilerini amaçları doğrultusunda kullanabilme kapasitesine de sahip. Böyle olduğu için de bu örgütlü bir siyasi cinayet! Bu tablo, Erdoğan yönetimi için de ciddi bir uyarı işareti olmalı…

Devlet içinde bir devlet daha var

Sinan Ateş cinayetiyle ilgili soruşturma dosyasına giren bilirkişi raporlarının bize gösterdiği bu: Bazı kamu görevlilerinin, devlet organizasyonunun dışında tabi oldukları bir hiyerarşik yapı daha var.

Tutuklu sanıklardan eski Ülkü Ocakları yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın telefonundan elde edilen haberleşme verileri bu yapıyı net bir şekilde ortaya koyuyor.

Savcılık, konuyla ilgili haberi bulup çıkaran T24 Ankara Bürosu’ndan arkadaşımız Asuman Aranca için “hazırlık soruşturmasının gizliliğini ihlal” suçlamasıyla soruşturma başlattı.

Türkiye’de savcıların bu tür soruşturmalar açmasına sık rastlamıyoruz.

Mesela son ayların popüler konusu Dilan Polat dosyasının hazırlık soruşturmasıyla ilgili haberlere böyle bir soruşturma açılmadı.

İhtimal, dosyadaki bilgilerin yayılmasından rahatsız olanlar var.

Dosyadaki bilgiler de gösteriyor ki ortada bir suç örgütü var, bu suç örgütünün siyasi yönü de var ve bu suç örgütü kendisine bağlı devlet görevlilerini amaçları doğrultusunda kullanabilme kapasitesine de sahip.

Böyle olduğu için de bu örgütlü bir siyasi cinayet!

Bu tablo, Erdoğan yönetimi için de ciddi bir uyarı işareti olmalı.

Bazı devlet memurları, böyle örgütsel bir ilişki içindeler ve bunlar örgütün istediği her türlü bilgiyi, soru bile sormadan bulup, ‘üstlerine’ iletmeyi görev biliyorlar.

Bundan en çok rahatsız olması gereken kuşkusuz ki ülkenin seçimle işbaşına gelmiş yöneticisi olmalı.

Ancak geçmişte Fetullahçıların devlet içinde devlet oluşturmasına nasıl göz yumduysa şimdi de bu çetenin devlet içinde devlet gibi davranmasına göz yumma eğilimi olabilir mi?

O vakit Fetullahçılar ile “aynı menzili maksuda” yürüdüğünü zannediyordu, bugün de iktidarına ortak olanlarla aynı menzili maksuda yürüdüğünü zannediyor.

Farkında değil ki bugün başkalarına karşı kullanıldığını düşündüğü güç, günün birinde kendi aleyhine de dönebilir.

Geçmişte bu tür uyarılarımızı kulak ardı etti, bunun bedelini tüm ülke ödedi.

Ülkenin ödeyeceği bedel umurunda değilse, ailesiyle birlikte kendisinin de hedef alınmasıyla  ölümden döndüğü o geceyi hatırlamalı.

Bu değişmez bir kural: Devlet içinde, kendini kanunlardan üstün gören ve paralel güç odağı oluşturabilecek çapa ulaşmış her organizasyon, günün birinde bunu kendi lehine kullanmak ister.

Bunlar “alnı secdeye değen” tarikat ehli olabileceği gibi Sinan Ateş cinayeti vesilesiyle bir kez daha gün yüzüne çıkan güç odakları da olabilirler.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bilmeli ki bugün iktidarda kalmak için desteklerine ihtiyaç duyduğunu zannettiği o güçler, günün birinde sahip oldukları gücü kendileri için kullanmak isteyecekler.

Sinan Ateş cinayeti soruşturması, böyle karanlık amaçları olan bir organizasyonu ele geçirme fırsatı sunuyor.

Bugün bu fırsatı kullanmaktan günlük siyasi hesaplar uğruna imtina etmek, Fetullahçılara göz yummaktan sonraki en büyük hatalarından biri olur.

* * *

Bakan Bey’in açıklamaları!

Maliye Bakanı’nın, Turkuvaz Medya’nın bir toplantısına katılması ve burada “bazı iş insanları” ile başkalarının duyamayacağı bilgileri paylaşması konusuna dikkatinizi çekmek istiyorum

Emlak vergileri ile ilgili olarak Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e atfen yazılan haberler ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı’nın iletişim ofisi, Fatih Altaylı’ya bir açıklama yaptı.

Emlak vergisi ile ilgili olarak Bakan’a atfedilen açıklamaların doğru olmadığı anlatılan açıklamanın şu bölümünün altını çizdim:

“Bakan Bey’in açıklamaları basına yapılmış açıklamalar değildi. Turkuaz Medya Grubu’nun düzenlediği ve iş adamlarının katıldığı basına kapalı bir toplantıda Sayın Bakan iş dünyası temsilcileriyle sohbet etti, fikirlerini ve planlarını anlattı. Bunların bazıları kısa vadeli, bazıları uzun vadeli planlardı ve medeni bir ülkede olması gerektiği gibi ekonominin aktörlerini bilgilendirme amaçlıydı. Kesinlikle kayıt dışıydı ve yazılmamak kaydıyla yapılmış bir sohbetti.”

Maliye Bakanı’nın, Turkuvaz Medya’nın bir toplantısına katılması ve burada “bazı iş insanları” ile başkalarının duyamayacağı bilgileri paylaşması konusuna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Toplantıyı düzenleyen kurum, iktidarın sözcüsü konumunda. Yarı resmî yayın organı bile diyebiliriz.

Bu kurumun düzenlediği toplantıya katılanlar da doğal olarak iktidarın hoş tuttuğu iş insanları.

Maliye Bakanı’nın verdiği bilgiler, açıklamadan da anlaşıldığı gibi “bazıları kısa vadeli, bazıları uzun vadeli planlar.”

İşini bilen iş insanları bu bilgileri kendi işleri için kullanabilirler, bu bilgilere sahip olmayan şirketlere karşı avantajlar elde edebilirler.

Maliye Bakanı elbette iş insanları ile görüşebilir, bunda ben de bir sakınca görmüyorum.

Ama kısa ve uzun vadeli planları bazı iş insanlarıyla basına kapalı toplantılarda paylaşmak, bazılarını bu bilgiden mahrum etmek, rekabette eşitliği bozacak türde bir tutumdur.

Bakan Bey varsa böyle planlarını kamuoyuyla açık olarak paylaşmalıdır ki herkes aynı bilgilere sahip olarak adımlarını atabilsin.

Bakanların bu tür bilgileri sadece “iş insanları” ile paylaşması, işçilerin, memurların, çiftçilerin böyle paylaşımların dışında kalması ise “kapitalist sistemin” bir sonucu.

Her sağcı iktidar gibi bu iktidar da zenginleri seviyor, kendi zenginlerini hepsinden de çok seviyor; olay bundan ibaret!

YAZININ DEVAMI

* * *

Güncelleme Tarihi: 04 Ocak 2024, 10:20
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER