Eğitim-Sen: 8 Mart Kadının Mücadele Bayramıdır

İlçenin hürriyet caddesi üzerinde bulunan Lezgo'nun parkında toplanan kadınlar burada basın açıklaması yaparak 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlayarak, ellerinde bulunan çeşitli dövizlerle kadın cinayetlerini ve kadına şiddet protesto ettiler.

Eğitim-Sen: 8 Mart Kadının Mücadele Bayramıdır
     İlçenin hürriyet caddesi üzerinde bulunan Lezgo'nun parkında toplanan kadınlar burada basın açıklaması yaparak 8 Mart Dünya Kadınlar gününü kutlayarak, ellerinde bulunan çeşitli dövizlerle kadın cinayetlerini ve kadına şiddet protesto ettiler.


        Eğitim-Sen yönetim kurulu üyesi Meral Aymaz burada yaptığı basın açıklamasında 8 Mart'ın erkek egemenliğine karşı mücadelenin sembolü olduğu belirterek şunları kaydetti.

''Biz kadınlar, yüzyıllardır kapitalizme ve kapitalizmin mümkün kıldığı erkek egemenliğe karşı mücadele ediyoruz. Mücadelemizin bugün geldiği yer, haklarımızı alana kadar alanlarda olma kararlılığımız, 158 yıl önce New Yorklu dokuma işçisi kadınların yaşamları pahasına başlattığı isyanın bir mirasıdır. Biz bu mirası evlerde, işyerlerimizde ve sokaklarda büyüterek sürdürüyoruz.
        158 yılda pek çok şey değişti. Ama hala, neo-liberalizmin, ekonomik ve siyasi istikrarsızlıkların neden olduğu ne varsa en ağır biçimiyle biz kadınlar yaşıyoruz. Bir yanda güvencesizliğin, yoksulluğun ve işsizliğin; diğer yanda yok sayma, ırkçılık, savaşlar ve militarizmin meşru kıldığı şiddetin etkilerine doğrudan biz maruz kalıyoruz. Ama 8 Mart'larla bugüne taşınan ve geleceğe taşınacak mücadelemiz ve kararlılığımız tüm bunları alt edebilecek, bir alternatif yaratacak güçte olduğumuzu gösteriyor.

YASTA DEĞİL İSYANDAYIZ!
KADINA YÖNELİK ŞİDDET SON BULANA KADAR ALANLARDAYIZ!


Her gün 5 kadının öldürülmesine, onlarcasının tacize tecavüze uğramasına tahammülümüz yok.Bunu bilen ama üç maymunu oynayan AKP'ye soruyoruz;Adeta bir kadın mezarlığına dönen bu ülkede 2015 yılının ilk iki ayında 52 kadın katledildi. 12 yıllık iktidarınızda kadın cinayetleri %1400 artış gösterdi. Peki, siz ne yaptınız? Kadını yok saydınız. Kadının adına dahi yer vermeyen bir Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nı kadın için politika yapmakla yetkilendirdiniz. Her gün beş kadın, kadın olduğu için öldürülüyor ve yargı her seferinde erkekten yana karar veriyorsa, kadına yönelik şiddet, kadın katliamları, taciz ve tecavüzler münferit değil; sistematiktir.

DEVLET KONUŞTUKÇA BİZLER DAHA ÇOK ÖLÜYORUZ!


       Mücadelelimizi hedef alan bize sokakları yasaklayan "Güvenlik Yasaları"yla biz daha çok ölüyoruz!
        KESKli kadınlar olarak kadın cinayetlerinin politik olduğunu ve kaynağını erkek egemen zihniyetten aldığını biliyoruz. Tüm bunlar kadın istihdamına ilişkin politika ve pratiklerle doğrudan ilişkilidir. Kadın emeğinin yok sayılmadığı, eşitlikçi bir sistemin temellerini atmaya yönelik politikaların yapılması elzem ve acil bir gerekliliktir. Bu nedenle bizi aileye köle sermayeye kul eden program ve yasa taslaklarına itirazımız var:


AİLEYE KÖLE, SERMAYEYE KUL OLMAYACAĞIZ!
AKP'NİN AİLE VE DİNAMİK NÜFUSUN KORUNMASI PROGRAMINA İTİRAZ EDİYORUZ.


AKP biz kadınları toplumsal yaşamdan dışlayarak eve, aile içine hapsetmek istiyor. Başbakanın kadınlara "müjde" olarak sunduğu aile ve dinamik nüfusun korunması programı bir yandan kadınları kamusal alanda ve ücretli emek gücünde annelik görevinin belirlediği çizgilerle var etmeye çalışıyor, diğer yandan sermayenin ana yönelimi olan esnek güvencesiz çalışmayı kadınlardan başlatarak temel çalışma biçimine dönüştürüyor.
Son iki üç yıldır AKP'nin her altı ayda bir ama anneliği ama kadın istihdamını teşvik etme başlığı altında sunduğu paketlerin/programların tek bir sonucu var: kadınların esas görevinin aile içinde konumlanmak olduğuna ilişkin ideolojik hegemonyayı güçlendirerek, kadınları ücretli emek gücü içinde eğreti bir bileşen haline getirmek ve kadın emeğinin değerini daha da ucuzlatmak.

HÜKUMETE HATIRLATIYORUZ:

        2014 Küresel cinsiyet uçurumu raporuna göre 142 ülke arasında Türkiye 125. sırada. Sizin paketleriniz ise kadın emeği sömürüsüne dayanıyor; kadını düzenli, güvenceli işler yerine, anneliğe ve ev kadınlığına hapsediyor ve kısmi zamanlı düşük ücretli sermaye çalışanı yapıyor.
Bizler KESKli kadınlar olarak, kadınların ev içi emeklerini gözetmeden, istihdamın niteliği ve toplumsal cinsiyet eşitliği göz ardı edilerek oluşturulan kadın istihdamının cinsiyetçiliği derinleştireceğini ve kapitalist sömürüye hizmet edeceğini biliyoruz. Bu yüzden emeğimize sahip çıkarak emeğimizin özgürleşmesi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimizi bir kez daha vurguluyoruz'' dedi.


Basın açıklamasının ardından grup olaysız bir şekilde dağıldı.
Güncelleme Tarihi: 04 Ekim 2018, 14:04
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER